Bilanço üç bölüme ayrılmıştır: varlıklar, yükümlülükler ve öz sermaye. Bu terimlerin muhasebede günlük kullanımda olduğundan farklı anlamları vardır. Öncelikle, “varlıklar” ile başlayarak, bu kitap boyunca sıklıkla kullanacağımız bazı terimleri gözden geçirelim.
Varlıklar, bir işletmenin sahip olduğu ve para ve kar yaratmada kullanmayı planladığı ekonomik kaynaklardır. Genellikle firma tarafından faaliyetlerini sürdürmek için belirli bir parasal maliyetle satın alınırlar. Bir öğenin varlık olarak nitelendirilebilmesi için iki kriteri yerine getirmesi gerekir:
Kuruluşa ait olmalıdır. (Mülkiyet, belirli bir öğeye sahip olma ve kullanma konusundaki münhasır hakkı ifade eder.)
Parasal bir değeri olmalı.
Varlıklar ayrıca “sabit varlıklar” ve “dönen varlıklar” olarak sınıflandırılabilir. Sabit varlıklar, bir tesis veya makine gibi nispeten uzun bir süre boyunca kullanılmak üzere edinilen varlıklardır. Dönen varlıklar, hisse senedi, nakit veya stoklar gibi firma tarafından çok kısa bir süre için tutulan varlıklardır.
Varlıklar ayrıca sahip oldukları özelliklere göre maddi veya maddi olmayan olmak üzere iki kategoriye ayrılabilir. Maddi bir varlık, bir tesis veya makine gibi görülebilen ve dokunulabilen bir varlıktır. Maddi olmayan duran varlık, patent veya şerefiye gibi görülemeyen veya dokunulamayan varlıktır.
Yükümlülükler nelerdir?
Borçlar, işletmenin krediler ve ödenecek hesaplar gibi diğer insanlara borçlu olduğu şeylerdir. Bunlar, işletmenin varlıklarına ilişkin iddialar olarak tanımlanır. Yaygın borç örnekleri arasında krediler, ödenecek hesaplar ve ertelenmiş gelir yer alır.
Şirketin yükümlülükleri genellikle iki ana gruba ayrılır:
Cari Borçlar (“Kısa Vadeli Borçlar” olarak da adlandırılır)—Bunlar, şirketin bir yıl içinde ödemesi gereken yükümlülüklerdir:
Tedarikçilerden Kredi—Genellikle, bir şirket bir tedarikçiden mal aldığında, bunun için 1 ila 2 ay içinde ödeme yapmayı taahhüt eder. Bu borç gerçekten ödenene kadar, bilançoda “kısa vadeli borçlar” altında görünür.
Banka Kredileri—Şirketin bir yıl içinde geri ödemesi gereken krediler de “cari borçlar” altında listelenmiştir.
Uzun Vadeli Borçlar—Bunlar, şirketin geri ödemesi gereken, ancak 10 yıllık banka kredisi gibi gelecek yıl içinde olmayan borçlardır.
Öz sermaye nedir?
Mal sahibinin öz sermayesi veya “sermayesi”, işletmenin sermaye ve kar dahil olmak üzere sahiplerine borçlu olduğu şeydir.
Şirket, bilançonun sol sütununda listelenen değer üzerinden tüm varlıklarını tasfiye etmeye ve satmaya karar verirken, tedarikçilere ve bankalara olan tüm borçlarını da sağ sütunda listelenen meblağlara göre öderse, özkaynak tutarı nakit olarak kalacaktır. Bu nakit, onu elinde tutacak olan şirket sahiplerine aittir. Bu nedenle öz sermaye, hissedarlarına karşı yalnızca bir şirketin tasfiye edilmesi gibi özel koşullar altında tahsil edilebilen bir şirket borcu gibidir.
Öz sermaye kaleminin iki alt bölümü vardır:
Sermaye—Sahipler tarafından şirkete yatırılan paraya “sermaye” denir. Terim, şirketin para karşılığında hisselerini ihraç etmesi (vermesi) gerçeğinden türetilmiştir.
Birikmiş Kazançlar—Şirket tarafından biriktirilen ve sahiplerinin henüz çekmediği karlar. Sahipler özel kullanımları için herhangi bir meblağı geri çektiklerinde, bu meblağ birikmiş kazançlardan düşülür.
Alacak Hesapları Nedir?
“Alacak hesapları” veya “muhtelif borçlular“, bilançoda cari (kısa vadeli) bir varlık olan bir kalemdir. Müşterilerin işletmeye borçlu olduğu tüm paranın toplamıdır. Alacak hesaplarının değeri, farklı hesaplar için bir deftere borçlu olunan farklı tutarların eklenmesiyle bulunur ve temel olarak şirketin tüm bireysel ticari borçlularının bir derlemesidir. Kredili olarak yapılan tüm işlemleri (satışları) kayıt altına alır. Nakit satışların alacak hesapları defterine KAYDEDILMEDİĞİNE dikkat edilmelidir, çünkü nakit o zaman ve orada alınır. Böylece giriş, farklı bir defter olan kasa defterine yapılır.
Şirketin muhatap olduğu her müşterinin, şirketin hesap defterlerinde kendi yardımcı defteri vardır. Mali yılın sonunda, tüm yardımcı defterlerin bitiş bakiyesi, alacak hesapları hesabında bir toplam olarak toplanır.
Kötü ve şüpheli borçlar nelerdir?
Kötü borç veya “şüpheli hesaplar için ödenekler”, artık alınması beklenmeyen bir kuruluşa borçlu olunan bir borç miktarıdır. İşletmenin seyri sırasında belirli bir miktar şüpheli borç kaçınılmazdır ve işletme gideri olarak kabul edilir.
Kötü borç, firma kredili satış yaptığında ortaya çıkan bir yükümlülüktür ve bu sayı, muhasebe departmanının farklı müşterilerin vaat ettikleri ödemeleri yapma olasılıklarına ilişkin bakış açısını değiştirmesiyle değiştirilir.
Bu öğe bir yükümlülüktür.
Ertelenmiş Gelir Nedir?
Ertelenmiş gelir, firmanın gelecekteki satışlar için aldığı nakitten gelir.
Gelir bir müşteriden alınmışsa ancak hesap dönemi içinde tamamen kazanılmamışsa, gelirin muhasebeleştirilmesi ertelenmelidir. Bu, eşleştirme ilkesinden kaynaklanmaktadır. İlke, gelirin ne zaman alındığına bakılmaksızın kazanıldığında muhasebeleştirilmesini gerektirir. Örneğin, bir kiracı Ocak'tan Aralık'a kadar bir yılın kirası için bir ev sahibine peşin ödeme yapabilir. Ancak, hesap dönemi Mart ayında sona ererse, o zaman sadece üç aylık kira muhasebeleştirilebilir ve geri kalanı ertelenmelidir.
Ertelenmiş gelir bir yükümlülüktür. Bunu, şirketin gelecekte bir mal veya hizmet sağlamak için verdiği bir söz olarak düşünmelisiniz ve bu söz, firmayı müşterilerine kancaya takan bir sözleşmedir.
Bilançolar hakkında daha fazla bilgi edinin!
Envanter Nedir?
Envanter, mevcut (kısa vadeli) bir varlıktır. Bu envanter genellikle üç şekildedir:
- Hammadde Envanteri
- Devam Eden Çalışma Envanteri
- Mamul Mal Envanteri
Tüm stoklar, nihai olarak bitmiş ürünlere dönüştürmek ve nakit olarak satmak amacıyla tutulur.
Ön Ödemeli Varlıklar Nelerdir?
Herhangi bir masraf veya yükümlülük peşin olarak ödendiğinde, ön ödemeli varlık olarak bilinir. Örneğin, bir kuruluş kirasını peşin ödeyebilir ve bu ön ödemeli kira olarak bilinir. Bu, bilançonun varlık tarafında dönen bir varlık olarak kaydedilir. Mal veya hizmetin firma tarafından teslim alındığı dönemde, ön ödemeli varlık hesabı kapatılır ve gider kayıt altına alınır.
Sabit Kıymetler Nelerdir?
Bazen bilançonun varlık bölümü cari (kısa vadeli) varlıklar ve sabit varlıklar olarak ikiye ayrılır.
Sabit kıymet, bir yıl veya daha uzun ömürlü bir varlık olarak tanımlanır. İşletmenin işleyişinde kullanılmak üzere satın alınırlar ve bu nedenle satılmaları amaçlanmamıştır. Bu tür varlıklara örnek olarak ekipman, aletler, mobilyalar, makineler, binalar ve arazi verilebilir. Sabit varlıklar, firmanın gelir elde etmesine yardımcı olur. Tesis, makineler veya diğer sabit varlıkların tümü günlük operasyonlar için gereklidir ve şirket bunlar olmadan çalışamaz.
Birikmiş Amortisman Nedir?
Zaman içinde aşınma ve yıpranma nedeniyle sabit varlıkların değer kaybı “amortisman” olarak bilinir. Amortisman, aşağıdaki nedenlerden birinden veya her ikisinden kaynaklanabilir: varlığın kullanılması veya eskimesi nedeniyle fiziksel bozulma. Amortismanın muhasebeleştirilmesi, varlık değerinin bir kısmının her mali yılda gidere dönüştürülmesine neden olur.
Sabit kıymet hesabındaki orijinal bakiye değişmez ve varlığın ömrü boyunca aynı kalır. Muhasebeciler, sabit varlıkların amortisman nedeniyle değerinin nasıl düştüğünü kaydetmek için bir kontra varlık hesabı kullanır. Kontra varlık, belirli bir sabit varlığı dengeleyen kredi girişini içeren her zaman negatif bir bakiyeye sahip olacak bir hesaptır. Örneğin, amortismana tabi tutulan sabit kıymet bir bina ise, karşı varlık hesabı “Birikmiş Amortisman – Bina” olarak bilinecektir.
Maddi Olmayan Duran Varlıklar Nelerdir?
Maddi olmayan duran varlık, fiziksel bir varlığı olmadığı için görülemeyen veya dokunulamayan bir şeydir. Maddi olmayan duran varlıklara örnek olarak özel mülkler, telif hakları, imtiyazlar, lisanslar, ticari markalar ve şerefiye verilebilir. Bu tür maddi olmayan duran varlıkların varlık olarak nitelendirilebilmeleri için bir miktar parasal değere sahip olmaları gerekir.
Özel mülk, bir kiracının bir kira sözleşmesi kapsamında taşınmazı kullanma ve işgal etme hakkıdır. Telif hakkı, edebi veya sanatsal bir eseri kullanmak ve kontrol etmek için federal hükümet tarafından bir başvuru süreci aracılığıyla bir bireye veya kuruluşa verilen münhasır haktır. Ticari marka, bir firmanın ürün veya hizmetini diğerinden ayırt etmek için kullanılan bir sembol veya tasarımdır. İyi niyet, bir işletmenin itibarı ve yönetim becerisi olarak tanımlanır. Bir alıcının, yalnızca marka veya onunla ilişkili isim nedeniyle işletme için ne kadar daha fazla ödemeye istekli olacağını gösterir.
Krediler nedir?
Çoğu kuruluşun işletme sermayesi ihtiyaçlarını karşılamak için kredi alması gerekir. Bu nedenle, bir bankadan kredi alırlar ve tutarın tamamı ödenene kadar faiz öderler. Çoğu firma kredileri için aylık veya yıllık ödemeler yapar. Dikkat edilmesi gereken önemli nokta, her ödemenin hem anapara hem de faizden oluşmasıdır. Anapara, firma tarafından ödünç alınan orijinal tutardır. Bu nedenle, her ödemeden sonra bu ödenmemiş tutar azalır.
Tahvil Nedir?
Bir kuruluş büyük miktarda borç para almak istediğinde, tahvil ihraç eder. Tahvil, kuruluş ile borç veren arasında, kuruluşu kredi tutarını ve faizini belirli bir gelecek tarihte geri ödemeye bağlayan bir sözleşmedir. Tahviller borçtur; bu nedenle, bilançonun “Borçlar” bölümü altında görünürler.
Eşitlik Nedir?
Bir şirketin toplam varlıkları borçlarından daha büyük olduğunda (ki bu genellikle böyledir), aralarındaki farka “öz sermaye” denir ve bilançonun sağ sütununda, borç kalemleri altında listelenir. Öz sermayeyi sağ sütunda listelemek, bilançodaki sağ sütunun toplamını sol sütundaki toplama eşit hale getirir. Bu yüzden bu ifadeye “bilanço” denir. İki sütunun toplamı “denge”.